ATASÖZLERİ SÖZLÜĞÜ - EN GÜZEL ATASÖZLERİ
Namaza meyilli olmayanın, kulağı ezanda olmaz. Nasipsiz it kurban bayramında ermeni mahallesinde gezer. Ne kızı ver, ne dünürü küstür. Ne umarsın bacından, bacın ölmüş acından. Ne verirsen elinle, o gelir seninle. Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl.
Oğlan anasını, inek danasını bilir. Oğlan dayıya, kız halaya çeker. Oğlan yer oyuna gider, çoban yer koyuna gider. Oğlunu seven hocaya vermez, kızını seven kocaya vermez. Olanla ölene çare yoktur. Oldu olacak, kırıldı nacak. Ona gelince şapur şupur, bize gelince yarabbi şükür. Orospu içerden olunca, kapı kilit tutmaz. Osurgan böceği yavrusunu, ap apacam diye sever. Ot kökünün üstünde biter. Oturduğu ahir sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü. Oynamayan gelin, yerim dar der.
Ödünç yiyen kesesinden yer. Öksüz güler mi, meğer yanıla. Öksüzün yüzü küllü olur. Öküz altında buzağı aranmaz. Öküz öldü, ortaklık bozuldu. Öldü dayim, kesildi payım. Ölmüş essek kurttan korkmaz. Ölmüş adamın cebine harçlık konmaz. Ölmüş eşek nallı olur. Ölü ile gelinin atı yüğrük olur. Ölüye giden ağlar, düğüne giden oynar. Önce bol bol yiyen, sonra bel bel bakar. Önüm kavurga kavurur, arkam harman savurur. Öz ağlamayınca, göz ağlamaz.
Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar. Parasız tellal bağırmaz. Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz. Parmağının girmediği yere başını sokma. Pazar kuruldu, hesap bozuldu. Pek yaş olma sıkılırsın, pek de kuru olma kırılırsın. Pekmezi küpten, kadını kökten al. Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir. Peşin avrat alır, veresiye ardından sövdürür. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Püf demeye dudak ister.
Rüzgâr esmeyince, yaprak oynamaz. Rüzgâra tüküren, yüzüne tükürür.
Sabahın hayrı, akşamın şerri. Sac sefadan, tırnak cefadan uzar. Sac tava geldi hamur tükendi, demir tava geldi ömür tükendi. Sağ gözün sol göze faydası olmaz. Sağır duymaz uydururmuş. Sahipsiz sürüyü kurt kapar. Saire lazım olan bir sazla bir sözdür. Sakınan göze çöp batar. Sakla samanı gelir zamanı. Saman elinse samanlık senin. Samanlığı dana bitirir. Samanlıkta iğne aranmaz. Sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt. Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün bile kokmamış. Sarımsağın sıkısından seyreği yeğdir. Saygı sayana, terbiye alana göredir. Sebepsiz kuş ötmez. Sel gibi geldi, kum gibi kaldı. Sel gider kumu kalır. Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa. Sen bilirsin deyince akan sular durur. Sen eli görmezsin el seni görür. Sen ölmeyince el terlemez. Sen övme işin övsün. Sen seni bil sen seni, sen seni bilmezsen, patlatırlar enseni. Serçenin gönlünden şahinlik geçer. Sev seni seveni hak ile yeksan olsa, sevme seni sevmeyeni Mısırda sultan olsa. Seversen oğlunu sev, kız kendini sevdirir. Seyrek git dostuna, kalksın ayaküstüne. Sıcakla zenginden zarar gelmez. Sırrını açma dostuna, oda söyler dostuna. Sıcak ağıldan kuzu kaçmaz. Sıçandan doğan kendir keser. Sıkça varma dostuna, kalksın ayaküstüne. Sinek pis değil, ama mide bulandırır. Sıpalı eşek yığın dağıtır. Sonradan görmüş, dininden dönmüş. Sora sora Bağdat bulunur. Sorma kişinin aslini, sohbetinden bellidir. Su akarken, testiyi doldurmalı. Su bulanmayınca, durulmaz. Su geldi teyemmüm bozuldu. Sucu gelin etmişler, güveyi duran olmamış Susuzluğundan yayılmaz. Suyun durgun akanından, insanin yere bakanından kork. Sükût, ikrardan gelir. Sürüden ayrılanı, kurtlar yer. Sütlü koyunu sürüden ayırmazlar. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.
Şahin küçüktür ama turnayı gökten indirir. Şeyh uçmaz, müridi uçurur. Şeytan eniğini yitirse bulamaz. Şeytanın dostluğu darağacına kadardır. Şimşek çakmadan, gök gürlemez.
Tanesiz as olmaz, kaygısız baş olmaz. Tarla alırsan bozdan, avrat alırsan kızdan al. Tarla taşlı, söz yamaçlı olur. Tarlanın taşlısı, kadının saçlısı makbuldür. Tarlanın taşlısı kızın kaşlısı. Tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden al. Tas olda bas yar. Taşıma su ile değirmen dönmez. Taş kayadan koparsa yosun tutmaz. Taş yerinde ağırdır. Tat kızın dilinden anası anlar. Tatlıya yakışmaz soğan, dayısını beğenmez yeğen. Tavuğu seyretmeli ama ağzını açtırmamalı. Tay at oluncaya kadar habini mevt olur. Tazısız ava giden, tavşansız eve döner. Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer. Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin. Temiz dereden pis su akmaz. Terzi kendi söküğünü dikmez. Terzinin eteği delik olur. Teşbihte (temsilde) hata olmaz. Tevekkelinin gemisi batmaz. Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider. Tilkini dönüp geleceği yer kürkçü dükkânı. Tıngırdamadık tencere olmaz. Tırnak cefadan, sac sefadan uzar. Toku gönüllemek zor olur. Tosbağa yumurtadan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş. Türk ‘poh poh’tan, şehirli ‘peh peh’ten hoşlanır.
Ucuz sirke baldan tatlıdır. Ucuzdur var bir illeti, pahalıdır var bir hikmeti. Ulu sözü tutmayan, uluya uluya dağda kalır. Ummadığın taş baş yarar. Unu eledik, eleği duvara astık. Ustamın adi hıdır, elimden gelen budur. Utananın oğlu kızı olmamış. Uyuz itte gümüş kaşağı aranmaz. Uyuzlu keci, kör tekenin akranı olur.
Ürümesini bilmeyen it, sürüye kurt getirir. Üşenenin oğlu, kızı olmaz. Üvey öz olmaz, kemha bez olmaz. Üzüm üzüme baka baka kararır. Üzümünü ye bağını sorma.
Vakitsiz açan gül tez solar. Vardığın yer kör ise bir gözünü kapat. Varlık deşindirir, yokluk düşündürür. Veren el, alan elden revadır. Vücut kocar, gönül kocamaz.
Ya bu deveyi güdeceksin, yâda bu diyardan gideceksin. Yabancı koyun kenara yatar. Yağ yiyen it yüzünden belli olur. Yağmur yağar, yarıklar kapanır. Yakına erinen, uzağa yorulur. Yalanla iman bir arada bulunmaz. Yan yatan da, yer bir ekmek çamura batanda. Yangına körükle gider Yanık yerin otu, tez biter. Yara gider, yeri gitmez. Yarası olan gocunur. Yarım elma, gönül alma. Yarım hekim candan, yarım imam dinden eder. Yarınki kazdan, bugünkü tavuk yeğdir. Yarım doktor candan, yarım iman dinden eder. Yarış atı çifte koşulmaz. Yaş kesen, baş keser. Yaşın yanında kuruda yanar. Yatanın, yürüyene borcu vardır. Yavaş atın çiftesi pek olur. Yavuz atin yarası eksik olmaz. Yavuz it ününü kendi arttırır. Yavuz itin yarası eksik olmaz. Yaz gününün yağmuruna güvenilmez. Yaza çıkardım danayı, beğenmez oldu anayı. Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer. Yazın boku kışa katık olur. Yazın gezeni, kışın bünelek tutar. Yazın gölge hoş, kışın çuval bos. Yazın yasa, kisin tasa oturulmaz. Yedir beni, öveyim seni. Yel eserken, harmanini savur. Yerli kaya yerinden oynamaz. Yılanı deri değiştirirken göremezsin. Yiğidin anası tez ağlar. Yiğit at yemini artırır. Yokuş dibinde öküz yemlenmez. Yol calisiz el delisiz olmaz. Yol kenarındaki meyve ile hancının kızı çabuk olgunlaşır. Yolcu yolunu bulur. Yolda binen, belde iner. Yoldan önce arkadaşını, evden önce komşunu seç. Yörük sırtından kurban keser. Yumulan gözün hatırı sayılmaz. Yumurtada tüy bitmez. Yük altında eşek anırmaz. Yüz verdik astarını ister.
Zahmetsiz rahmet olmaz. Zaman sana uymazsa, sen zamana uy. Zemheride yoğurt isteyen, cebinde bir inek taşır. Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır. Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yetermiş. Zenginin horozu bile yumurtlar. Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar. Zenginin mali dağdan aşar, fakirin eşeği yoldan şaşar. Zenginin mali züğürdün çenesini yorar. Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar. Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir. Zürafenın düşkünü, beyaz giyer kış günü.
|